Tebligat Hukuku

Tebligat hukuku, yargı süreçlerinin doğru ve adil bir şekilde yürütülmesi için hayati öneme sahiptir. Bu bağlamda, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin verdiği kararlar, tebligat sürecinin nasıl işletilmesi gerektiğine dair önemli ölçütler sunmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na ilişkin güncel Yargıtay kararları, uygulamada karşılaşılan sorunlara çözüm getirmekte ve tebligat işlemlerinin hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Bu hususta, güncel kararları aşağıda paylaşılmıştır.

1- Tüzel kişilere Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre de tebligat yapılabileceği ancak bu maddenin uygulanması için Tebligat yapılacak adresin Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında bulunan adres ile aynı olmasının zorunluluk taşıdığı Yargıtay kararıyla ortaya konulmuştur. (Yargıtay 12.H.D 2013/15136 E, 2013/24153 K)

2- Borçlunun mal kaçırma olasılığının bulunması, gecikmesi halinde zarar doğabilecek iş olarak kabul edilip tebligatın TK’nun 2. maddesi uyarınca memur vasıtasıyla yapılmasına karar verilmesinde usule aykırılık bulunmasa da, Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 5. maddesinin 2. fıkrası gereğince memur vasıtasıyla tebligat yaptırılmasını gerektiren sebep tebligat evrakında gösterilmemiştir. Bu sebeple yapılan tebligat usulsüzdür. ( Yargıtay 12. H.D.  2013/20628 E, 2013/29485 K.)

3- Tebliğ yapılması istenilen adresin, kamulaştırma, deprem, yangın vb. nedenlerle yıkılmış veya bina özelliğini tamamen kaybetmiş olması durumunda, tebliğ evrakını kapıya asma imkanı kalmadığından, kanunun 35.madde hükmüne göre tebligat yapılması mümkün olmayıp yine aynı kanunun 28.maddesi gereğince ilanen tebliğ yapma usulleri izlenmelidir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2016/1300 E, 2016/5500 K)

4- Gerçek kişiler yönünden, 35. Maddeye göre tebligat yapılabilmesi için, borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca daha önce kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur. ( Yargıtay 12. H.D. 2016/1335 E. 2016/11911 K.)

5- 7201 Sayılı Tebligat Yasası’nın Ek 1. maddesinde sadece apartman yönetimi ve ortak giderler ile ilgili tebligatların yapılmasına dair usul düzenlemiş olup, bu madde hükümleri icra takiplerinde yapılacak tebligatları ve yargılamaya ilişkin tebligatları kapsamaz.  ( Yargıtay 12. H.D. 2014/33933 E. 2015/ 7712 K.)

6-TK’nın 35. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, bu adrese gönderilen tebligatın, adresin kapalı olması ya da muhatabın adresten taşınmış olması şerhi ile tebliğ edilemeden iade edilmesinin zorunlu olduğu gözönüne alındığında iade edilen tebligatın; “..adreste tanınmıyor” şerhi ile iadesinin usulsüz olduğu. ( Yargıtay 12. HD. 2023/9578 E. 2024/701 K.)

7- İlamda vekil olması durumunda, icra emri vekile tebliğ yapılır. ( Yargıtay 12. H.D. 2020/61 E. 2020/7532 K.)

8- Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre, yapılacak olan tebliğ işlemlerinde, tebliğ evrakında muhtar imzasının bulunması gerektiğine ilişkin yasal düzenleme bulunmamaktadır. ( Yargıtay 12. H.D. 2021/106 E. 2021/5548 K.)

9- Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre, (6) numaralı örneğe göre düzenlenen tebliğ evrakının bir nüshası adresin kapısına asılarak tebliğ edildiği anlaşılmış olup, bunun dışında, bu maddede öngörülen usule göre yapılacak olan tebliğ işlemlerinde, tebliğ evrakında muhtardan malumat alınması veya muhtar imzasının bulunması gerektiğine ilişkin yasal düzenleme bulunmamaktadır. ( Yargıtay 12. H.D. 2021/109 E. 2021/5026 K)

10- Ödeme emrinin tebliği tarihinin tespitinde, tebliğ mazbatasında yazılı tarih esas olup, PTT internet sayfasından yapılan sorgulama sonucu alınan kayıtlar bilgi amaçlıdır ve tebliğ tarihinin tespitinde belirleyici değildir. ( Yargıtay 12. H.D. 2015/32141 E. 2016/6528 K.)

11- Borçlunun bilinen en son adresine usulüne uygun tebligat çıkarılması zorunlu olup, takibin dayanağı olan tahliye taahhütnamesinde ve örnek 14 nolu tahliye emrinde gösterilen, ayrıca alacaklının icra müdürlüğüne bildirdiği ve bilinen son adres olarak kabulü gereken adres doğru ve eksiksiz yazılmaksızın tebligat çıkarılması ve adres yetersizliği nedeniyle tebliğ edilememesi durumunda, Tebligat Kanununun 10. maddesi gereğince bilinen son adrese tebligat çıkarılması kuralının yerine getirildiğinden söz edilemez.( Yargıtay 12 H.D. 2020/6523 E. 2021/3220 K. )

12- Tebliğ işleminin usulüne aykırı olarak yapılmış olması hâlinde bu durumun düzeltilmesi için başvuru hakkı da yine tebliğ yapılan muhataba aittir. ( Yargıtay H.G.K 2019/2-30 E. 2020/506 K.)

13- Tebliğ mazbatasında tebliğ tarihi belirtilmezse ptt müdürlüğüne tebliğ tarihi sorulur. ( Yargıtay 12. H.D. 2016/28187 E. 2018/991 K. )

14-  Borçlu adına gönderilen ödeme emri tebligatının tebliğ şerhinde, tebliği yapan memurun ad ve soyadının yer almadığı görülmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere kanunda gösterilen şekil, tebliğ işleminin geçerlilik koşulu olup bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği mahkemece re’sen gözetilmek zorundadır. Bu durumda borçlu adına gönderilen ödeme emrinin tebliğ işlemi usulsüz olduğu.. (Yargıtay 12. H.D. E. 2012/2081 K. 2012/6756)

15- Tebligat hukuku yönünden dikkate alınması gereken dağıtım görevlisinin kaşe ve imzası altındaki tarih olup.. (Yargıtay 12. H.D. E.2012/16568 K. 2012/34321)

16-Borçlunun bilinen en son adresine usulüne uygun tebligat çıkarılması zorunlu olduğundan, alacaklının takip talebinde bildirdiği ve takibe dayanak belgede yazalı adres, mahalle, sokak ismi ve kapı numarası içermediğinden TK’nın 10. Maddesi anlamında bilinen adres olarak kabul edilemez. Dolayısıyla bilinen adrese çıkarılmış ve iade edilmiş bir tebligat bulunmadığından tebliğ işlemi TK’nın 10 ve 21/2 maddelerine aykırıdır. ( Yargıtay 12. H.D. 2024/1209 E. 2024/6020 K.)

17- İcra müdürü, tebligatın usulüne uygun olup olmadığını denetleyemez. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/12-255 E. 2021/1724 K.)

18-Tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğü, ancak ilgilisi tarafından, İİK’nun 16/1. maddesi uyarınca yasal sürede icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülmesi halinde değerlendirilebilecek bir husus olup, icra müdürlüğünce tebligatın usulsüz olduğuna karar verilemez. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/17602 E. 2017/9917 K. )

19- 7201 sayılı Kanun’un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK’nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E. – 1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Eş söyleyişle, henüz ortada usulüne uygun olmayan bir tebligat dahi bulunmazken, böyle bir tebligatın gönderileceği öğrenilmiş olsa bile, bu şekilde sonraki bir tarihte yapılacak tebligata muttali olunduğunun kabulüne olanak yoktur.( Yargıtay 12. H.D. 2017/7745 E. 2018/2870 K.)

 

 

 

Lütfen Yazıyı Puanlayın
[Toplam: 6 Ortalama: 5]


Honor Forum Google News

2 kişi yorumladı “Tebligat Hukukuna İlişkin Yargıtay Kararları

Yorum Yapın

Fikirlerinizi önemsiyoruz. Bu alandan yorum yapabilirsiniz.