Borçlunun aile nüfus kayıt tablosunun sorgulanması kişisel verilerin korunması düzenlemesine aykırıdır
Borçlunun aile nüfus kayıt tablosunun sorgulanması ile borçlu dışındaki kişilerin de kimlik bilgilerine ulaşılacağından anayasal güvenceye bağlanan kişisel verilerin korunması düzenlemesine aykırıdır. Kaldı ki icra müdürlüğünün gerekli araştırma ve sorgulama işlemlerinin alacağın tahsiline yönelik sınırlı işlemler için gerçekleştirebileceği, takip alacaklılarının ileride açabilecekleri muhtemel davaların malzemelerinin toplanması ödevinin icra müdürlüğüne ait olmadığı, vekilin avukatlık yasasından kaynaklanan yetkisi ile bu işlemleri gerçekleştirerek borçlu veya 3. kişilere yasadan doğan dava hakkını kullanabileceği, yasa ve mevzuata aykırı olarak icra müdürlüğüne böyle bir yükümlülüğün getirilmesi de mümkün değildir.
(BURSA BAM 6. HD 2023/708 E. 2024/730 K. Onama: Yargıtay 12. H.D. 2024/3377 E. 2024/8765 K.)
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
- HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/708
KARAR NO : 2024/730
TÜRK MİLLETİ ADINA
İSTİNAF KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/01/2023
NUMARASI : 2022/788 2023/36
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi)
KARAR TARİHİ : 13/03/2024
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/03/2024
Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Şikayet, borçlunun ölü aile bireylerinin sorgulanması talebinin reddine dair 14/11/2022 tarihli memur işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti :İlk Derece Mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk Derece Mahkemesi Kararına karşı,davacı alacaklı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunulmuş olup, gerekli istinaf harçlarını yatırmıştır.
Davacı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; söz konusu kararın hatalı olduğunu, borçlulara murislerden intikal edecek menkul veya gayrimenkullerin tespiti için söz konusu sorgulamasının yapılabilmesi gerektiğini, Ancak icra müdürlüğü kararı ile söz konusu sorgular yapılamadığını, yetki ile ortaklığın giderilmesi davası açılabilmesi için gayrimenkullerin hissedarlarının bilgisine ulaşılması gerektiği, söz konusu bilgilere ulaşılabilmesi için sorguların yapılması gerektiği, ayrıca taşınmazda satış talebi yapılabilmesi için hisseli gayrimenkule ilişkin ipotek bilgisine ulaşılması gerektiğini, göz önünde bulundurulduğunda söz konusu talebin reddedilmesini gerektirecek herhangi bir husus bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, borçlunun ölü aile bireylerinin sorgulanması talebinin reddine dair 14/11/2022 tarihli memur işleminin iptali istemine ilişkindir.
Konu ile ilgili mevzuat hükümleri incelendiğinde;
TC Anayasası madde 13: Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
TC Anayasası madde 20/3: Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 8: 1-Herkes, özel ve aile yaşamına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
2-Bu hakkın kullanımına, yasa/hukuk uyarınca olması ve ulusal güvenlik, kamu emniyeti ya da ülkenin ekonomik refahı, düzensizliğin ya da suçun önlenmesi, sağlığın ya da ahlakın korunması ya da başkalarının haklarının ve özgürlüklerinin korunması için demokratik toplumda gerekli olması hali istisna olmak üzere, bir kamu makamı tarafından bulunulmayacaktır.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu madde 3/1-d) Kişisel veri: Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi,
Madde 3/1-e) Kişisel verilerin işlenmesi: Kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlemi,
Madde 5: 1- Kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez.
2- Aşağıdaki şartlardan birinin varlığı hâlinde, ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerinin işlenmesi mümkündür:
- a) Kanunlarda açıkça öngörülmesi.
- b) Fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması.
- c) Bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması.
ç) Veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması.
- d) İlgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması.
- e) Bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması.
- f) İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması.
Madde 28: 1-Bu Kanun hükümleri aşağıdaki hâllerde uygulanmaz:… d) Kişisel verilerin soruşturma, kovuşturma, yargılama veya infaz işlemlerine ilişkin olarak yargı makamları veya infaz mercileri tarafından işlenmesi, düzenlemelerine rastlanmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre kişinin mal varlığı ve nüfus kaydı bilgilerinin kişisel veri niteliğinde olduğu tartışmasızdır.
Borçlunun aile nüfus kayıt tablosunun sorgulanması ile borçlu dışındaki kişilerin de kimlik bilgilerine ulaşılacağından anayasal güvenceye bağlanan kişisel verilerin korunması düzenlemesine aykırıdır. Kaldı ki icra müdürlüğünün gerekli araştırma ve sorgulama işlemlerinin alacağın tahsiline yönelik sınırlı işlemler için gerçekleştirebileceği, takip alacaklılarının ileride açabilecekleri muhtemel davaların malzemelerinin toplanması ödevinin icra müdürlüğüne ait olmadığı, vekilin avukatlık yasasından kaynaklanan yetkisi ile bu işlemleri gerçekleştirerek borçlu veya 3. kişilere yasadan doğan dava hakkını kullanabileceği, yasa ve mevzuata aykırı olarak icra müdürlüğüne böyle bir yükümlülüğün getirilmesi de mümkün değildir.
Bu kapsamda; şikayete konu memur işlemi hukuken isabetli olup, açıklanan nedenlerle şikayetin reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir.
HMK’nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen dikkate alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır.
Dolayısı ile tarafımızca izah olunan bu gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine oy birliği ile karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gerekli 427,60 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 247,70 TL harcın davacı taraftan alınarak Hazine adına tahsiline,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyadaki gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine,
5-Gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair yapılan inceleme sonunda İİK’nun 364. ve 7035 Sayılı Kanunun 31. Maddesi ile değişik HMK’nun 361/1 Maddeleri gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içersinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/03/2024
T.C.
YARGITAY
- Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2024/3377
KARAR NO : 2024/8765
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
TARİHİ : 13.03.2024
NUMARASI : 2023/708-2024/730
DAVACI :
DAVALI :
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Armağan Keskin Sarıbaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 17.10.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.